Asi Meleklerin Düşüşü

Bruegel bu eseri hala Antwerp'te yaşarken; ressam, oymacı ve baskı distribütörü Hieronymus Cock'a çizimler tedarik ederken resmetmişti. O dönemin dominant İtalyan modellerine sırtını dönerek, Hieronymus Bosch dünyasının eski moda geleneğine girmişti. Görünüşte çözülemez bir insan ve şekiller karışımı kendini bizim şaşkına dönmüş bakışımıza sunuyor. Uzaklardaki bir ışık halkasının derinliklerinden çıkan canavarlar, bir dalga halinde dünyaya atılıyor. Altın zırhının içinde bir tırmık gibi ince, ayağının altına aldığı yedi başlı ejderhaya kılıcıyla saldıran Aziz Michael liderliğinde melekler canavarlarla savaşıyor. Vahiy Kitabı'nda anlatılan başmeleğin sürgün edilen meleklerle savaşı, Orta Çağ'dan itibaren sık sık resmedilmişti. Bruegel'in yorumunda, şiddet savaşın acı doğası ile değil; -gerçekten de Aziz Michael ve dağınık birlikleri pek de şeytanlar tarafından tehdit edilmiş gibi görünmüyor- resmin bütün yüzeyini kaplayan bu sürünen, çirkin kitlenin düşüşün şeytani ve sonsuz yoğunluğu ile, etkiyi arttıran olağanüstü bir eylem birliği ile ifade ediliyor. Bitki, hayvan, mineral ve insan alemlerinden dikkatle gözlemleyerek alıntıladığı unsurları birleştirip melez, deforme olmuş varlıklar yaratan Bruegel, çok itici ancak aynı zamanda hayal edilebilecek en tuhaf ve fantastik yaratıkları icat ediyor. Devasa bir karides üzerine montelenmiş midye kabukları, şişmiş ve şekilsiz bir bedenine iliştirilmiş kelebek kanatlarıyla bir insan kafası, kafasında tüylü bir kask ile bir güneş saati taşıyan şişkin bir cüce, kolları olan yapışkan bir balık, kertenkele terazileri, kabuklu pençeler... Görünüşte sonu olmayan bir liste. Tam ekranda görüntülemek için görsele dokunun. Mutlu Pazarlar herkese!