Çiçek Festivali: Santa Anita'nın Bayramı

Rivera, Meksika Devrimi'nin (1910-20) karmaşalı yıllarını Avrupa'da boyamak ve yurtdışına seyahat etmekle geçirdi. 1921'de memleketine döndükten sonra, yerli Meksikalıları ve geleneklerini yücelterek onları çalışmalarının merkezi bir konusu haline getirdi. Daha sonra hatırladığı gibi, “Memnuniyetim, tarif etmek imkansız olan estetik bir sevinç uyandırdı. Her yerde potensiyel şaheser numunesi görüyordum - alanlar, her parlayan yüzeyde, her parlak çocukta". Sanatsal kariyeri boyunca Rivera, Meksika halkına hizmet edecek ulusal kimliğe sahip bir sanat geliştirmeye çalıştı. Çiçek Festivali'ndeki figürler ve çiçekler: Santa Anita'nın bayramı sıkı bir şekilde yan yana dizilmiş ve tuval üzerindeki tüm alanı kaplıyor; birlik, sonsuz bir lütuf hissi ve böyle bir güzelliği harcayanlara teşekkür etmek. Arka plan figürlerinin stilize edilmiş yüz özellikleri, Rivera'nın hevesli bir koleksiyoncusu olduğu Kolomb öncesi heykele olan hayranlığını yansıtıyor. Duvar resminin koyu renkleri, belki de o zamanki ülkenin siyasi düzensizliği ile zıt olması amaçlanan fantastik, iyi tanımlanmış bir düzende tuvalden göze çarpar. Rivera sık sık üst sınıf toplumun ortak halk üzerindeki katılığını ve ilgisizliğini lanetledi. Çiçek Festivali'nde: Santa Anita'nın bayramı olan Diego Rivera, Meksika geleneklerine ve tarımsal yaşamına olan düşkünlüğünü sadece renkli değil aynı zamanda tarihsel referans olarak gösterdiği parlak bir sergiyle kutluyor. Görüşlerini gizleyecek biri değil - kişisel ya da politik - Rivera maneviyatını, yaşamını şekillendiren kültürel tutumlarla birleştirir. Komünist meseleler konusundaki mücadelelerine ve adına rezil bir dokunuş veren tartışmalı Rockefeller duvar resmi projesine rağmen, Diego Rivera, modernist çağın en büyük sanatçıları arasındadır.

İşimizi takdir ediyor musunuz? DailyArt'ı nasıl destekleyebileceğinizi öğrenin: http://support.getdailyart.com (bağlantı metnin altında da var)

Yayın tarihi

2016/02/19

Yazar

Diego Riviera