Paul Gauguin
Gauguin, 1892'de Tahiti'ye yaptığı ilk seyahat sırasında Fatata te Miti'yi (Deniz Yoluyla) yaptı. Gauguin'in, Papeari-Mataiea’da bambu kulübesinde çalışma alanını kurduktan hemen sonra boyamış olduğu az sayıda olan basit tablolarından biridir. Yine de, Nancy Mowll Mathews’e göre (Gauguin'in biyografisini yazan araştırmacı) aslında resimdekilerin direk gördüğü şeyler olmadığını; dünyevi ve sıradan ada yaşamını daha egzotik bir görüşle yansıttığını aktarıyor.
Resimde, arkasından gördüğümüz denize atlayan iki Tahitili kadın ve arka planda mızrakla avlanan bir balıkçı var. Resim, Pierre Loti'nin eseri Le Mariage de Loti'nin meşhur ettiği Tahiti'lerin romantik manzarasını örneklendiriyor. Loti romanında Tahiti'li gelininin banyo yapmayı her şeyden önemli gördüğünden bahseder. Resimdeki kadınlar görünüşe göre balıkçının varlığından rahatsız olmayarak, çıplak bir şekilde pareolarını çıkarıyor. Resimde, Gauguin'in bulmayı umduğu tropik cennetin tasvirini görüyoruz çünkü gerçekte adalıların Polinezya kültürü, batı misyonerleri ve sömürgecilerin kendi değerlerini, dinlerini empoze ettikleri için değişmişti.
Dalgalarla gülüp oynayan su perileri, Altın Devri'nde Titian ve Courbet gibi sanatçılardan Gauguin'in çağdaşı olan ressam Degas’a kadar gelenek şeklinde tekrar edilen bir tema oldu.
Dergimizi sosyal medyada takip edin! Twitter: @DailyArtMag, Facebook: @DailyArtMag ve Instagram: @dailyartmagazine
Görüşürüz!