Arii Matamoe ( Kraliyet Sonu )

Güzel bir şekilde beyaz bir yastık üzerine yerleştirilmiş bir kopuk kanak [Pasifik Adalı] kafasını yeni bitirdim ve bu buluşumun sarayında, icadımın kadınları tarafından korunuyordum.

- Paul Gauguin

Paul Gaugin, arkadaşı Daniel de Monfreid’e yazarken, 1890’ların başlarında onun Polinezya’da ilk kaldığı süre boyunca, bu rahatsız edici kesilmiş insan kafası resmi hakkında neredeyse hazırlıksız bir şekilde atıfta bulundu. Gerçek olaylar, Gaugin’in gelişinden kısa süre sonra Tahiti Kralı V. Pomare’in ölümünden, birkaç yıl öncesinde giyotinle bir halka açık infaza tanıklık etmesine, muhtemelen karanlık konusunu etkiledi. Gauguin, tuvalin sol üstüne Tahiti dilinde “Arii” ve “Matamoe” sözcüklerini ekledi. İlkinin anlamı “asil” ikincisi “ uyuyan gözler” deyim olarak ise “ölüm” anlamına gelir.

Gaugin’in de içinde bulunduğu sembolist sanatçılar, vurulmuş baş desenleri ve Orfeus ve Vaftizci John gibi ilişkili figürler için bir tercihe sahipti. Fakat daha genel anlamda, Gauguin, aslında Doğu ve Batı imgelerini özgürce harmanladı.

Tarih resimlerinde ortaya çıkan ölüm temasına olan takıntısı, manevi inançlara ya da onun etrafında gördüğü şeylere, belki de daha anlamlı bir şekilde, kendisini nasıl gördüğüne dair eksik bir referanstır.

Gauguin kendisini modern toplumun kurban ettiği bir şehit olarak düşündü ve bu onu “ilkel” kültüre kaçmak zorunda bıraktı.