Marchesa Luisa Casati, Bir Tazıyla Birlikte

Rijksmuseum, 8 Mart – 3 Haziran tarihleri arasında, Yüksek Sosyete adında, Cranach, Veronese, Velázquez, Reynolds, Gainsborough, Sargent, Munch ve Manet de dâhil olmak üzere sanat tarihinin büyük ustalarının portre sanatının şaşaalı dört yüzyılını kapsayan muazzam bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Buradan bu harika sergi ile ilgili daha çok bilgiye ulaşabilirsiniz. Ancak Amsterdam’a gitme olanağınız yoksa sizin için özel bir sürprizimiz var: Sergiden birkaç muhteşem portreyi DailyArt’da size sunuyor olacağız. Yüksek Sosyete’den daha çok yayını arşivimizde bulabilirsiniz :)

Hiçbir kişi, Belle Epoque döneminin skandal derecesinde savurganlığını ve uçarı atmosferini gösterişli Marchesa Luisa Casati kadar iyi özetleyemez. 1.82 boyu ve incecik bedeni, soluk teni, ağır göz makyajı ve kırmızının ateşli bir tonu veya zümrüt yeşiline boyadığı saçlarıyla Luisa, unutulmaz bir görünüme sahipti. Mariano Fortuny (1871-1949) ve Paul Poiret (1879-1944) gibi moda tasarımcılarının müşterisiydi ve en egzotik tasarımları onun üstünde görmek mümkündü, ampullerden oluşan, bir jeneratöre bağlı elbise veya kendi özel hayvan koleksiyonundaki kuşlardan yolunmuş beyaz tavus kuşu tüylerinden yapılan bir başka kıyafet gibi. Yılanları bir mücevher olarak takar ve Venedik’te dolaşırdı; orada bulunan (şimdilerde Peggy Guggenheim Koleksiyonu’na ev sahipliği yapan) Palazzo Venier dei Leoni’de, zincirlerle bağlanmış çitalarla birlikte yaşamaktaydı. Venedik, daha sonra Capri Adası ve Paris’in dışındaki (Robert de Montesquiou- Ferensac’ın önceki muhiti olan) Palais du R.ve’de verdiği efsanevi partilerin çoğunda şampanya su gibi akardı, ayrıca kokain ve afyon da bolca bulunurdu. Konuklar ise yüksek sosyeteden, tabiri caizse “kaymak tabakadan” öncü isimlerdi: Kayser II. Wilhelm’den (1859-1941)  Ballets Russes’in kurucusu Sergei Pavlovich Diaghilev’e (1872–1929), gelecekçi ressam Alberto Martini’den (1876–1954) romanlarındaki bazı karakterleri Casati’den ilham alarak yaratan yazar Michel Georges-Michel’e (1883–1985) birçok kişi partilerinde bulunmuştu. “Yaşayan bir sanat eseri” olmak için gösterdiği azim düşünüldüğünde, Jacob Epstein’in elinden çıkan (1880–1959) bronz büst ve Man Ray’in (1890–1976) çektiği fotoğraflar da dâhil olmak üzere iki yüzden fazla portrenin modelliğini yapmış olduğuna şaşırmamak gerek. Ancak yıl 1932 olduğunda, aile servetini yiyip bitirmiş ve on milyonlara kadar varan bir borca girmiş bulunuyordu. Malvarlığı müzayedede satıldı ve Casati, hayatının geri kalanını cin içerek, Londra’ya yakın Harrods’daki tek odalı dairesinde geçirdi.

Çöpleri karıştırıp aksesuar olarak kullanmak için kumaşlar bulur ve gözlerine göz kalemi yerine siyah ayakkabı boyası sürerdi. Hayatı, başrolde Vivien Leigh bulunan, La Contessa adlı 1965 tarihli tiyatro oyununa ve Ingrid Bergman’ın başrolde yer aldığı 1976’da çekilen Buhranlı Yıllar filmine konu olmuştur. Geçtiğimiz yıllarda aralarında John Galliano, Alexander McQueen ve Karl Lagerfeld’in de bulunduğu çoğu moda tasarımcısı koleksiyonlarını Luisa’nın tarzını temel alarak oluşturmuştur.

Yarın görüşmek üzere :)