Mavi Doruk by Vasili Kandinski - 1917 - 133 x 104 cm Mavi Doruk by Vasili Kandinski - 1917 - 133 x 104 cm

Mavi Doruk

Kanvas üzerine yağlı boya • 133 x 104 cm
  • Vasili Kandinski - 16 Aralık 1866 - 13 Aralık 1944 Vasili Kandinski 1917

1866’da bugün ( 4 Aralık) nesnesiz sanatın babası Wassily Kandinsky doğdu. Haydi bugünü kutlayalım! :) Bugünün yayını için Rusya Müzesi’ne teşekkür ediyoruz.

Kandinsky öğrenciyken etnografyaya ilgi duymaya başladı ve kendi yerel kültürünün öz noktalarına dokunmaya çalıştı. 1889 yazında bir hukuk öğrencisinin dünya görüşünde büyük bir etki bırakan bir olay oldu. Doğa Bilimleri, Antropoloji ve Etnografya’ya Meraklılar Derneği’nin önderliğinde Rusya’nın kuzeyine doğru Vologda şehrindeki turda bir aydan fazla zaman harcadı. Adımlar kitabının sayfalarında Kuzey köylerindeki yerel giyimin çeşitliliği ve canlılığının onu şok ettiğini söylüyordu. Köy evlerinin içi oldukça dikkat çekici görünüyordu. Sanatçı olarak daha sonra hatırlayacağı üzere, köy kulübesine girdiğinizde adeta bir peri masalına düşmüş gibi görünüyordunuz. Üniversite’de çalışmalarına devam ederken Kuzey’deki izlenimleri ruhunun derinliklerinde yer kaplamıştı.

Moskova Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki yüksek lisans ve bundan sonraki öğrencilik yıllarından sonra 30 yaşında tezi üzerine çalışmayı bıraktı ve Münih’e sanat eğitimi almaya gitti. 

Kandinsky soyut, çizgisel ve renksel yapıların yardımıyla ve resimsel araçlarla hislerini ifade etmeye çalıştı. Gelenek onu ilgilendirmedi: “Renk ruha doğrudan etki etmenin bir anlamıdır. Renk (piyanodaki) notalardır, gözler tokmaktır, ruh ise türlü melodilerde bir piyanodur. Sanatçı melodiyi çalan ellerdir, Ruhta bir notaya dokunur ve ya başka bir bilinçli titreşimlere sebep olur.

1917’de yapılan Mavı Doruk şekiller, renkler ve görüntülerin bir sahnesini sunuyor. Yaşamın girdap benzeri akışı, resmedilmeye değer “şeyin” yanışı burada manevi heyecanların ve iç karartıcı önsezilerin bir ifadesidir. Kompozisyonun çerçevesini oluşturan yapıdaki dağınık ve birbirine geçmiş siyah çizgilerde bir trajedinin notları duyulabilir. Çalkantılı fırtınalı koyu arkaplan bir deniz fırtınası gibi görünüyor. Güçlü dalgalar hayat kalıplarının, teknelerin, çan kulelerinin ve kiliselerin kalıntılarını ve enkazını çekip geri itiyor. Onların resmin merkesinde çarpışması ve biraraya toplanması, renk anlatımı, bunların hepsi kendi dolulukları, kuvvetleri ve güçleri içinde senfonik bir sesin hissiyatını oluşturuyor.

Kandisky’nin Rus peri masallarına buradan ulaşabilirsiniz.