Dairedeki Balıklar

Paul Klee'yi seviyoruz! Bern'deki Zentrum Paul Klee sayesinde eserlerini bugün (ve gelecekte birkaç kez daha) sunacağız :)

 Sanatsal kariyeri boyunca, balıklar Paul Klee için çok özel yaratıklar olmuşlardır. Renk çeşitliliklerinden ve su altında serbestçe hareket edebilmelerinden çok etkileniyordu. Kuşlarla birlikte Klee, sanat teorisine ve Bauhaus'ta verdiği derslere balıkları da eklemiştir. Klee, “ara âlem” ile ilgili olarak hava ve su anlamına gelen “atmosferi” tanımladı. Onları yeryüzü ve uzay arasındaki ara âlemler olarak görüyordu. Aynı zamanda, onlar ara âlemlerdi çünkü insanlar onlara kıyasla yalnızca kendi içlerinde sınırlı şekilde hareket edebiliyorlardı ya da bir tür araç kullanmak zorundalardı.

 Klee, en güzel balık resimlerinden birini 1926'da yaptı: Dairedeki balıklar. Merkezde yedi balık ve iki küçük renkli daireden oluşmuş bir daire var. Balıklar koyu arka plana zıt olarak mavi, kırmızı, turuncu ve yeşil renkte parlıyor. Taban, daireyi cam bir akvaryuma dönüştürür. Kenarlarda ise, biri yuvarlakça biri de uzun bir ağacın olmasıyla manzaraya bakıyor gibiyiz. Klee'nin hayvan resimlerinin tipik özelliği, canlıların içini görebilmemizdir. Resme dikkatli bakarsak, balıkların kemiklerini ve iç organlarını görüyoruz. Klee, her şeyin içi tarafından şekillendiğinden emindi.

Klee, Doğayı İnceleme Şekilleri adlı makalesinde şunları yazdı:

“Bir şeyin, içsel varlığımız sayesinde dış görünümünden daha fazlası olduğunu anlayabiliyoruz.”

 İskelet, bir insan veya hayvanın dış şeklini belirler. Küçük balıkların yuvarlak gözlerini görebiliriz; bunlar aynı zamanda bisiklet tekerleği ya da dişli mekanizmalara benziyorlar.

 Ayrıca akvaryumun kenarındaki iki siyah çizgiye dikkat edin. Klee’nin çalışmalarında dikey ve yatay unsurları temsil eden basit sembollerdir. Bunlarla ressam, çıkış ve inişe, insanların yeryüzünde hapsedilmesine atıfta bulunur.

Not: İşte başka bir Paul Klee resmi - Fish Magic !