Marten Valckenborch
Devasa, piramit benzeri dairesel bir yapı olan efsanevi Babil Kulesi, birkaç farklı coğrafi bölgeden oluşan geniş, çok yönlü bir peyzaj üzerinde yükseliyor. Karmaşık, çok kabuklu yapısıyla devasa kule, modeli olmadan bu tasvirin düşünülemeyeceği, Yaşlı Pieter Bruegel'in iki ünlü Babil Kulesi resmini anımsatıyor.
Bina, sayısız merdivenle birbirine bağlanıp her katta yerleşim yerine sahipken; duvarları içinde bir şehirdeki bütün farklı yaşamları içerdiği izlenimi yaratır. Daha karanlık ön planda, kuleyi inşa eden efsanevi Kral Nemrut, etrafındaki kişilerle birlikte bir şemsiyenin altında görülebilir. Kral, binanın tamamlanması için çok sayıda farklı işte çalışan işçileri denetliyor. Sağda ön plandaki taş ustaları grubu, Venedik resminin etkilerini gözler önüne seren çevredeki figürlere göre garip bir şekilde orantısız ve antika görünümlü vücut şekilleriyle öne çıkıyor.
Babil Kulesi tasvirleri, 17. yüzyılın başında Alpler'in kuzeyinde bulunan coğrafyada manzara resmi anlayışında en popüler ve rağbetteki konulardan biriydi. Kulenin inşasının İncil'deki öyküsü (Yaratılış 11: 1-9) varoluşsal bir boyuta sahiptir, çünkü "cennete" ulaşan yapı, insanlığın Tanrı'ya ayak uydurma çabalarındaki başarısızlığının bir simgesidir. Buradaki odak noktası, kulenin yıkılması veya insanlığın dağılması değil, tüm insani ölçüyü aşan ve Tanrı gibi olduğunu iddia eden bir yapının tamamlanması için kolektif çaba göstermektir. Roma'daki antik Kolezyum'a yapılan resmi gönderme, Valckenborch'un çağdaşları tarafından anlaşılmıştı. Görünüşe göre, bu aynı zamanda Babil anlamında yozlaşmış ve Tanrı'nın haklı cezasından emin olan Roma papalığına bir saldırı olarak yorumlanmıştı.
Bugünün resmini, Dresden'deki Devlet Sanat Koleksiyonları sayesinde sizlere sunuyoruz. :)
Not: İşte sanattaki en meşhur Babil Kuleleri!