Nilüferler ve Japon Köprüsü (orig. "Water Lilies and Japanese Bridge") by Claude Monet - 1899 - 89,5 × 92,5 cm Musée d'Orsay Nilüferler ve Japon Köprüsü (orig. "Water Lilies and Japanese Bridge") by Claude Monet - 1899 - 89,5 × 92,5 cm Musée d'Orsay

Nilüferler ve Japon Köprüsü (orig. "Water Lilies and Japanese Bridge")

tuval üzerine yağlı boya • 89,5 × 92,5 cm
  • Claude Monet - 14 November 1840 - 5 December 1926 Claude Monet 1899

1893'te tutkulu bir bahçıvan olan Monet, Giverny'deki mülkünün yakınında bir arazi satın aldığında "göz zevki ve ayrıca motiflerin resmedilmesi için" bir şeyler inşa etmek niyetindeydi. Sonuç Monet'nin nilüfer bahçesiydi. 1899'da, inşa ettiği gölet üzerindeki ahşap yaya köprüsünün 18 manzarasına başladı ve o yaz şimdiki resim de dahil olmak üzere on iki resmi tamamladı. Bu manzaraların bazıları, Monet'nin yaşamının sonunda tamamen soyut hale geldi[1]. Ancak bugün, İzlenimciliğin harika bir örneği olan bir versiyon sunuyoruz - ışığı, renkleri, suyu ve yakalanan bir anı görüyoruz.

Diğer İzlenimciler gibi Claude Monet de Japon sanatının büyüsüne kapılmıştı. 1854'te, Japonya ile ABD arasında bir anlaşma imzalandığında, Avrupa pazarlarına bir Japon ithalatı seli girdi ve sanatçıları Doğu ülkelerinin felsefeleri ve sanatsal uygulamalarıyla tanıştırdı. Bu ithalatlar Paris'e ulaştı ve ukiyo-e (Japonya tarihinde 1603-1868 yıllarını kapsayan Edo döneminde ortaya çıkan bir Japon resim sanatı türü) gravürleri, düz renk düzlemleri, asimetrik kompozisyonlar, alışılmamış pozlar ve günlük sahneler gibi yeni kavramları sanata soktu. Monet, Hokusai'nin baskılarını biliyordu ve birkaç tanesine sahipti. Giverny köprüsü, şüphesiz güzel bir ilham kaynağı ve Japon sanatına saygı duruşudur.

Japon sanatının İzlenimcileri nasıl etkilediği hakkında daha fazla bilgiyi Mega İzlenimcilik Kursumuzda öğrenebilirsiniz. Bu konuyla ilgili çok büyük bir bölüm var! :)

Not: Monet'nin evini bugün ziyaret edebileceğinizi biliyor muydunuz? Bunu yapmayı planlıyorsanız, önce Giverny evinin bu kısa tarihini okumalısınız. :)

[1]Ç.N.: Claude Monet'ye doktorlar, 1912 yılında katarakt tanısı koymuş ve ameliyat olmasını önermişlerdir. Ne var ki; Monet uzunca bir süre boyunca ameliyat olmayı kabul etmemiştir. Takip eden on yıl boyunca, tıbbi kayıtlarında belgelendiği üzere kritik detayları görme yeteneği giderek azalmıştır. Bu durumdan, Monet'nin renk algısı da etkilenmiştir. 1914 yılında, kırmızıların, mat ve bulanık göründüğünü söylemiş ve 1918 yılı itibariyle de boya tüplerinin etiketindeki renkleri ayırt etme yetisi son derece azalmıştır.