Flora

Şu çok iyi biliniyor ki Rembrandt oldukça üretken bir portre sanatçısıydı. Çağdaşları arasındaki itibarı, kendine olan saygısı, zenginliği ve refahı büyük ölçüde bu alandaki faaliyetlerine dayanıyordu. Her yeni portrenin öncesinde bir dizi hazırlık çizimi vardı. Bugünlere kadar korunan bu çizimler; modelin ve modelin psikolojisinin, ışık ve konturun insan formunu tanımlayışının, farklı kıyafetler ve ışık efektlerinin yaratabileceği dönüşümün cazibesinin yoğun bir gözlemini; bir yanda dramatik melankoli, şaşkınlık, keder, mutsuzluk ve diğer yanda zevk, heyecan ve coşku atmosferini yaratabilecek araç, yöntem ve püf noktalarını gösteriyor. Rembrandt'ın en yakın ilişkiye sahip olduğu modeli; ilhamı, modeli ve sevgili eşi olan Saskia van Uylenburgh'du. Saskia, Leeuwarden belediye başkanının kızı, ve Rembrandt'ın 1631 - 1635 seneleri arasında dört yıl boyunca birlikte çalıştığı sanat simsarı Hendrick van Uylenburgh'un kuzeniydi. Saskia ile yaptığı evlilik ona hatırı sayılır bir çeyiz ile hayatının gerçek aşkını ve soylu statüsünü getirdi. 1630'larda, Saskia çok sayıda tekli portreye konu oldu. Evlendikleri sene Saskia'nın Flora olarak resmedildiği bu portre, sanatçının genç eşine duyduğu sevgi ve hayranlığı çarpıcı bir şekilde ortaya çıkarıyor. Roman mitolojisinde Flora, çiçeklerin ve doğurganlığın tanrıçasıydı.