Albrecht Altdorfer
Bu küçük panel (boyutuna bakın, 28.5 cm x 22.5 cm), topaklı, kurbağa gibi ejderhanın ilkel salyalar akıtarak içinden çıktığı ormanın yırtıcı vahşiliği ile dolu. Ağaçların seyreldiği küçük bir açıklıktan dış dünyanın ışığı yansıyor. Aziz George ejderhayı öldürme eylemi içinde değil - daha çok ona acıyarak tepeden bakıyor gibi. Mızrağı gevşekçe yanında sarkıyor. Altdorfer'in Aziz George'u yorgun görünüyor, zırhı pislenmiş, ve atı, ejderhanın şekilsiz, kasvetli görüntüsü karşısında tiksinerek geri çekiliyormuş gibi görünüyor. Figürler yırtıcı yeşilliğin içinde kaybolmuş, (ejderhanın geleneksel olarak olması gerektiği gibi yırtıcı) yeşillik figürleri boğmakla tehdit ediyor (geleneksel olarak odak noktası olması gereken figürler), ve hepsi birlikte tek renkte birleşiyorlarmış gibi görünüyor. Şövalye içinden, bilinçsizliğin karanlık ormanını terk edip, benliğin uzak ışığına doğru çıkmak için ejdehayı avlaması gerektiği farkındalığını düşünüyormuş gibi. Zırhı hafifçe parlıyor, bulanık kişiliğinin kırılgan sınırlarına dikkat çekiyor. Görünürde prenses yok, peki o zaman bu "çatışma"nın sebebi nedir? Aziz George'un ejderhayla savaşması konusu, Hristiyan ruhun kötülüğün güçlerine karşı galip gelmesinin bir metaforu olarak yorumlandığı sanat tarihinde uzun bir geçmişe sahip. Altdorfer'in eserindeki orman sadece bu karşılaşmanın tonunu belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda karşılaşmada bütünleyici bir rol oynuyor. Yapraklı dalların kıvrılan çizgileri ve benek benek gün ışığı tarafından aktive edilen orman, endişeli bir enerji yayıyor. Azizler için ilkel bir test alanı olan bu orman, aynı zamanda hem uğursuz ve tehlikeli bir canavarlar dünyası, hem de el değmemiş bir saflık ve güç kaynağıdır. Bu nedenle Altdorfer, ormanın kendisinin başlı başına temsili hak eden bir karakter olabileceği ve kendi başına bir anlam ifade edebileceği düşüncesine yaklaşır. Aziz George'u resmettikten yaklaşık 10 sene sonra, Altdorfer hem resim hem baskı ile Kuzey Avrupa'nın ilk "gerçek" manzara resimlerinden bazılarını üretmeye başlamıştı.
Bunu getirdiğin için teşekkürler Maciek!