Kardaki Tilki

Kardaki Tilki 1861 yılında Salon'daki eleştirmenlerden büyük övgü toplayan, av ve vahşi oyun temalı, dört eserden biridir. Courbet tilkiyi, yeni avladığı kemirgeni yemek üzere iken resmetmiştir. Tilkinin tüm bedeni beslenmeye odaklanmış, aynı zamanda, muhtemel bir tehlike durumunda kaçabilecek kadar da gergindir. Tilkinin postunun resmedilişi ustacadır: gerçekçiliğe yer verilmemiştir fakat boyanın özelliklerini kullanarak, postun dokusuna, sanal olarak dokunsal olabilen bir derinlik verilmiştir.

Kardaki Tilki, Courbet'nin resmettiği ve avladığı hayvanlar ile olan derin özdeşleşmesini yansıtır. Burada tilki, gururlu ve güçlü duruşuyla, avdan çok avcı konumundadır.  Böyle bir resimde, ressamın  duygusuzca gerçekçi doğa anlayışını görebiliriz: vahşi hayvanlara olan saygısı, onların doğal ortamları ve hayatta kalma yöntemleri. Vahşi doğayı yoketme gücüne sahip teknolojik devrimlerin hızla yaklaştığı bir dönemde, bireylerin böyle bir bakış açısına sahip olmaları nadir rastlanır bir şey idi. Bu açıdan resim bizlere günümüzde de hitap etmektedir. Karlı bir arka planı tercih etmek, ileride Courbet'ye özel bir nitelik haline gelecektir; nötr bir palet ile resmedilmiş karlı manzaralar o dönemde yaygın değildi ve koleksiyonerler özellikle Courbet'nin elinden çıkmış bu tip eserlerin peşindeydiler.

Ekibimizin çoğu Polonya'da yaşıyor. Polonya'nın sokaklarında kutup ayılarının gezebildiği soğuk bir ülke olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Fakat bu kış oldukça sıcak ve kar yağışsız geçti. Aralık ayında olduğumuzu bile unuttum ! :)