Estebana Risse by Eva Watson-Schütze - 1920-1924 özel koleksiyon Estebana Risse by Eva Watson-Schütze - 1920-1924 özel koleksiyon

Estebana Risse

tuval üzerine yağlıboya •
  • Eva Watson-Schütze - 1867 - 1935 Eva Watson-Schütze 1920-1924

Bazen insanların neden ünlü olduğunu anlamak zordur, ama bunun tam tersi geçerli. Eva Watson-Schütze 1867’de doğduğunda, önemli bir rol oynayacağına dair hiçbir belirti yoktu. Bilinmezliğe doğmuştu ve 16 yaşında Thomas Eakins’in altında çalışmalar yapacağı Philadelphia’daki Pensilvanya Güzel Sanatlar Akademisine kaydolana kadar gizli kalacaktı. Burada sulu boya ve yağlı boya çalışmaları yapan sanatçının başlangıçta fotoğrafçılığa ilgisi olup olmadığı bilinmiyor. Ancak 1890’lara gelidimizde kesin kararını vermişti, fotoğrafçı olmak istiyordu.

1897’de kendi stüdyonunu açan sanatçı vakit kaybetmeden dışavurumcu ve resmi andıran stiliyle bilinmeye başladı. Kadınların fotoğraf alanındaki geleceğine yürekten inanarak şöyle demişti: “Yeni bir çağ gelecek ve kadınlar fotoğrafçılığa akın edecek.” 1898 yılında ilk defa birinci Philadelphia Fotoğraf Salonu’na görücüye çıktı. Burada jürilerden biri olan Alfred Stieglitz ile tanıştı. 1900 yılında ise jürilerden biri kendisiydi ve jürideki diğer isimler olan Alfred Stieglitz, Gertrude Käsebier, Frank Eugene ve Clarence H. White ile aynı seviyede görülüyordu. Paris’te, çığır açan Amerikalı kadın fotoğrafçıların sergisinde rekor sayıda eseri sergilendi. Ancak sanatçı çalışmalarının “kadın işi” olarak sunulmasını istemiyordu. Cinsiyetine göre değil çalışmalarının standardına göre yargılanmak istiyordu. 1901 yılında Profesör Martin Schütze ile evlendi.

Sanatçı 1902 yılında Stiegtz’e, benzer düşüncelelri paylaştığı fotoğrafçılarla bir birlik kurmayı önerdi Bu fikir üzerine yapılan görüşmelerin ardından yılın sonunda ikisinin kurucu üyelerinden olduğu meşhur Photo-Secession kuruldu. 1905-1910 yılları arasında resme olan ilgisi yeniden alevlenen sanatçı giderek daha az fotoğraf çekmeye başladı. 1920 yılına gelindiğinde profesyonel işleri piyasaya çıkmıyordu. 1935’te öldüğünde Renessaince Socaity’de (koleksiyon yapmayan bir müze) anısına düzenlenen sergide fotoğraflarından hiçbiri gösterilmemişti. O zamandan beri sanatçının fotoğrafları bağımsız sergilerde gösterilen birkaç tanesi hariç sadece iki defa sergilendi. Öyle gözüküyor ki Eva hayatı boyunca bilinmezlikten dünya çapında bir şöhrete ardından tekrar bilinmezliğe dönmüştü. Şimdi sorulması gereken soru şu: Neden Stieglitz adı fotoğraf dünyasında hala sağlam yere sahipken Watson-Schütze unutuldu?  Onun rolünün kesinlikle daha altta kalır bir yanı yoktu.

1920-1924 yılları arasında bir zamanda Eva, Stallforth ailesi için bir portre albümü oluşturdu. Bugün yer verdiğimiz, Addie olarak da bilinen Esteban Risse’nin resmi de bu albümden. Addie’nin hayatının bu döneminde mide kanserinden muzdarip olması fotoğrafa bir katman daha ekliyor. Bu onun görüntülendiği son zaman mıydı? Eva ve Addie’nin nasıl tanıştığı tam bilinmese de, Eva’nın Byrdcliffe, New York’taki yaz tatilinde tanışmış olabilecekleri bir ihtimal. Addie kız kardeşinin kanserden ölümünü görmüştü, bu yüzden onu bekleyenleri tahmin edebiliyor olmalıydı. Fotoğrafta hüzünlü gözleri uzaklara bakıyor. Sağ üst taraftaki birincil ışık kaynağı profilde güçlü gölgeler oluşturuyor. Oldukça yumuşak ikincil ışık kaynağı ise sol alttan gelerek sadece kulağı ve boyundaki kasları ortaya çıkarıyor. Sağ alt kısımdaki karalamalar ise Eva’nın imzası.

-Erik