Arnold Böcklin'in sanatının Empresyonizm ya da zamanının akademik sanatı ile çok az ortak noktası vardı. Bunun yerine, yarı-tanrıların doğal ortamlardaki tasvirlerini ve klasik mitolojiden temaları kendine özgü, genellikle şehvani bir şekilde yorumluyordu. Denizde, mitolojik konuları işleyen bir dizi resmin bir parçası olarak, sarsıcı, dünyevi bir gerçekçilik sergiliyor. Deniz kızları ve tritonlar suda şehvetli bir enerji ile oynarlar ve kabalıktan uzaktırlar. Kompozisyonun merkezini işgal eden bir triton arp çalmaktadır. Üç deniz kızı, sanki tritonun koca gövdesi bir salmışçasına trironun bedenine kenetlenmiştir; tritonun omzuna yakın olan, kendini ona itiyor gibi görünüyor. Eserin fırtınalı hissi; triton ve deniz kızlarının denizdeki nahoş yansımaları ve sağ tarafta sudan çıkan büyük kulaklı kafaların tuhaflığı ile güçlenir. Klasik dünyanın yaratıcı, tuhaf yorumlarına ek olarak Böcklin, ara sıra yalnız bir figürün vurgulandığı gizemli manzaralar çizdi. Bu akıldan çıkmayan geç dönem resimleri, onu uluslararası Sembolist hareketin önemli bir temsilcisi haline getirdi.
Herkese güzel bir Cumartesi dilerim! :)
Not: İşte sanat tarihini değiştiren beş çeviri hatası!