Piet Mondrian
Pieter Cornelis (Piet) Mondrian (1872-1944) Hollanda'nın Utrecht eyaletinin Amersfoort şehrinde doğdu. Babası Pieter Cornelius Mondriaan yerel bir ilkokula baş öğretmen olarak atanınca aile Winterswijk'e taşındı. Mondrian sanatla küçük yaşlardan itibaren tanıştı. Babası nitelikli bir çizim öğretmeniydi ve amcası Fritz Mondriaan (Lahey Sanatçılar Okulu'ndan Willem Maris'in öğrencisi) ile birlikte Piet Mondrian sık sık Gein nehri boyunca resim ve çizim yapıyordu.
1892'de Mondrian, Amsterdam'daki Rijksacademie van Beeldende Kunsten'e (güzel sanatlar akademisi) girdi. O anda zaten öğretmenlik vasfına sahipti. Kariyerine ilköğretimde öğretmen olarak başladı ancak aynı zamanda resim de yaptı. Bu döneme ait çalışmalarının çoğu Natüralist veya Empresyonisttir ve büyük ölçüde manzaralardan oluşur. Kendi ülkesinin bu pastoral görüntüleri, başlangıçta Lahey Okulu'nun Hollanda Empresyonist tarzında ve daha sonra kişisel bir tarz arayışını kanıtlayan çeşitli stil ve tekniklerde yel değirmenlerini, tarlaları ve nehirleri tasvir etmektedir. Bu resimler temsilidir ve Pointilizm ve Fovizm'in canlı renkleri dahil olmak üzere çeşitli sanatsal hareketlerin Mondrian üzerindeki etkisini göstermektedir.
Mondrian, Theo van Doesburg tarafından kurulan De Stijl sanat hareketi ve grubuna katkıda bulunmuştur. Neoplastisizm adını verdiği, temsili olmayan bir biçim geliştirmiştir. Bu, üzerine dikey ve yatay siyah çizgilerden ve üç ana renkten oluşan bir ızgara çizdiği beyaz zeminden oluşuyordu. Mondrian'ın 1911'de Hollanda'dan Paris'e gelişi derin bir değişim döneminin başlangıcı oldu. Kübizm deneyleriyle karşılaştı ve kendisini Paris avangardıyla bütünleştirmek amacıyla adının (Mondriaan) Felemenkçe yazılışından 'a' harfini çıkardı.
Mondrian'ın sanatı manevi ve felsefi çalışmalarıyla yakından bağlantılıydı. 1908'de Helena Petrovna Blavatsky'nin 19. yüzyılın sonlarında başlattığı teozofi hareketiyle ilgilenmeye başladı ve 1909'da Teozofi Cemiyeti'nin Hollanda şubesine katıldı. Paris'te bulunduğu dönemde, Picasso ve Georges Braque'ın Kübist tarzının etkisi Mondrian'ın çalışmalarında neredeyse hemen ortaya çıktı. Kübistlerin aksine Mondrian hâlâ resmini manevi uğraşlarıyla uzlaştırmaya çalışıyordu ve 1913'te sanatını ve teozofik çalışmalarını temsili resimden son kopuşunun sinyalini veren bir teoride birleştirmeye başladı. Mondrian 1914'te evini ziyaret ettiği esnada Birinci Dünya Savaşı başladı ve onu çatışma süresince Hollanda'da kalmak zorunda bıraktı. Bu dönemde Laren (Kuzey Hollanda eyaleti) sanatçı kolonisinde kaldı ve burada her ikisi de soyutlamaya doğru kendi kişisel yolculuklarını yapan Bart van der Leck ve Theo van Doesburg ile tanıştı. Mondrian, 1917 ve 1918 yılları arasında 'De Nieuwe Beelding in de schilderkunst'u ('Resimde Yeni Plastik') on iki bölüm halinde yayınladı. Bu onun sanatsal teorisini yazılı olarak ifade etmeye yönelik ilk büyük girişimiydi. Savaş 1918'de sona erdiğinde Mondrian, 1938'e kadar kalacağı Fransa'ya döndü. Savaş sonrası sanatsal yenilik potasına dalmış Paris'te, hayatının kalan kısmında saf soyutlama sanatını benimsemesine olanak tanıyan bir entelektüel özgürlük atmosferinde gelişti. 1938'de Londra'ya taşındı. İki yıl sonra Londra'dan, ölümüne kadar kalacağı Manhattan'a gitmek üzere ayrıldı.En iyi bilinen eseri, tamamlanmamış tablosu Victory Boogie Woogie'dir (Kunstmuseum Den Haag koleksiyonunda). 71 yaşındayken New York'ta zatürreden öldü. Brooklyn, New York'taki Cypress Hills Mezarlığı'na defnedildi.